Geçenlerde bir alimin, düşüncede israfa girmeyin! haykırışlarına şahit oldum, bu da tekrardan düşüncenin elimizde oldğunun altını çizen ama başka bir konuya gireceğinden böyle bırakiyorum.
Önemli olan bunun Islamiyetin bakış açısı olduğunu kavramak ve içtihadını kesin ama kesin küçük dahi olsa hatalardan arındırmak, içtihadında yamukluğu bulunanın kolayca kafir yada münafık kategorisine girebileceği en büyük gerçek olarak kabul edilmesi lazım, amelinde eksiklik ve yamukluğu olanından da daha kötü durumdadır böyleleri.
Laf olsun diye (haşa) Sahabele Efendilerimiz, dünyadayken Allah’ım üzerimizdeki yük çok ağır beni ağıç, taş ,toprak olarak yaratsaydın (Isyan mahiyetine girmeden) demedi.
Konuya böyle bakmakla düşünmenin bizim en büyük hürriyetimiz olduğu gibi belkide en zor hesap vereceğimiz konuda olacak. Evet bu yalnızca insana verilirmiş bir yük, mükellefiyet vede hürriyet olduğu gibi fenomenal bir nimet. Ünlü bir felsefeci olan franzız asıllı Rene Descarts bir gün şöyle demişti: „Cognito ergum Sum ” yani „ Düşündüm yani Varım“ , felsefeci burda Düşünce insanı insan eden tek ve en önemli unsur olarak ve onsuz hayvanlardan bir farkı kalmayacağını ifade etmekte, bu ifade felsefenin bizim konuya ne dedğinin de aynı zamanda fıhristidir.
Baştaki misal gibi biz bu bıçağı ne yolda kullanırsak ona göre bir gelecek beklemetedir bizi. Nimet olarak Tevekkülün, hüsnü zannın, uhuvvetin, diyaloğun…bir Gülü; Nikmet olarak da nifakın, yalanın, kaosun, zinanın…bir Dikeni olur düşünce. Ve bize ya cehennemin yada Cennetin (inşallah) kapıları ardına kadar açar.
Her Cuma Hutbede dinlediğimiz/aldığmız öğüt ne güzel: […] „Sizdüşünüp tutunuz diye size öğüt verilir, umulur ki öğüt alırsınız.“
Bu konuda Siz ne düşünüyorsunuz?
0 yorum:
Yorum Gönder